Türkiye Ve Ortadoğu Üzerine Notlar

DEĞERLİ OKURLAR ELİNİZDEKİ BU ESER AKADEMİK HAYATA BAŞLADIĞIM 1987 YILINDAN BUGÜNE (2017) KADAR TÜRKİYE VE ORTADOĞU ÜZERİNE YAZMIŞ OLDUĞUM MAKALELERDEN OLUŞMAKTADIR. KİTAPTA, FARKLI KONU, YER VE ZAMANLARDA YAYIMLANMIŞ TOPLAM YİRMİ İKİ MAKALE YER ALMAKTADIR. İMKÂNLARIM ÖLÇÜSÜNDE KALEME ALDIĞIM HER BİR MAKALENİN TÜRKİYE VE ORTADOĞU’NUN FARKLI BİR YÖNÜNE IŞIK TUTTUĞUNA İNANIYORUM. ANCAK BİLİMİN VE ARAŞTIRMANIN SONU OLMADIĞI DÜŞÜNCESİYLE İLERİDE DAHA İYİ ÇALIŞMALARIN BAŞTA ÖĞRENCİLERİM OLMAK ÜZERE GENÇ AKADEMİSYENLER TARAFINDAN YAPILACAĞINA HİÇ KUŞKUM YOK. ORTADOĞU VE TÜRKİYE’NİN (ANADOLU’NUN) GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE (TARİHİN HER DÖNEMİNDE) DÜNYA TARİHİNDE ÖNEMLİ BİR ROL OYNADIKLARI GERÇEKTİR. AYNI ŞEKİLDE, TARİH BOYUNCA DÜNYA GÜÇ ODAKLARININ DA BU BÖLGE ÜZERİNDE (ÖNEMLİ) BİR ROL OYNADIKLARI DA BİLİNEN BİR BAŞKA GERÇEKTİR. EMPERYALİSTLERİN ORTADOĞU POLİTİKASINA YÖN VEREN ANA FAKTÖR, YERALTI-YERÜSTÜ ZENGİNLİKLERİDİR. BUNUN DA BAŞINDA PETROL, SU GİBİ ENERJİ VE YAŞAM KAYNAKLARI GELMEKTEDİR. BU DURUM, BUGÜN İÇİN DE GEÇERLİDİR. ANCAK BUGÜN BUNLARA DİNİ VE KÜLTÜREL KONULARDA EKLENMİŞTİR. YANİ BUGÜN ORTADOĞU’DA YAŞANAN SADECE EMPERYALİST BİR SÖMÜRÜ DEĞİL AYNI ZAMANDA BİR MEDENİYET SAVAŞIDIR. ORTADOĞU’DA YİNE SINIRLAR HALKLARIN İRADESİ DIŞINDA ÇİZİLMEYE ÇALIŞILMAKTA VE YİNE HER ŞEY BU KAYNAKLARI KİMİN ELE GEÇİRECEĞİ VE KONTROL EDECEĞİ KONUSUNDA DÜĞÜMLENMEKTEDİR. BUGÜN BÖLGE HER ANLAMDA EMPERYALİST DEVLETLER TARAFINDAN SÖMÜRÜLMEKTEDİR. BU SÖMÜRÜNÜN BİLİNEN ADI İSE BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ’DİR. BU BAĞLAMDA ORTADOĞU’NUN, ÖZEL OLARAK DA TÜRKİYE’NİN, TIPKI GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE EMPERYALİST DEVLETLER İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIDIĞINI GÖRÜYORUZ. BU DEVLETLERİN BÖLGEYE YÖNELİK GELİŞTİRDİKLERİ PROJELER ÇERÇEVESİNDE ORTADOĞU’NUN YAKIN, ORTA VE UZUN VADEDE ALACAĞI ŞEKİL DAHA NET OLARAK ORTAYA ÇIKACAKTIR. ASLINDA BU SÜREÇTE ORTADOĞU’DAKİ DEVLETLERİN ALACAĞI YENİ ŞEKİLLERDEN ZİYADE BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE’NİN ALACAĞI ŞEKİL OLACAKTIR. BU BAĞLAMDA BUGÜN TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDADIR, YA EMPERYALİST DEVLETLERLE BİRLİKTE HAREKET EDECEK VE BİR BİLİNMEYENE DOĞRU YELKEN AÇACAK YA DA ATATÜRK’ÜN MİLLİ DIŞ SİYASETİNE GERİ DÖNECEKTİR. BU ORTA VE UZUN VADEDE NE IRAK, NE SURİYE, NE ARAP BAHARI NE DE BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ MESELESİDİR, BU ORTA VE UZUN VADEDE TÜRKİYE’NİN "BÖLÜNÜP BÖLÜNMEYECEĞİ” MESELESİDİR. BAŞKA BİR İFADEYLE MEVCUT (ÜNİTER) YAPISINI (HER ANLAMDA) KORUYUP KORUYAMAYACAĞI MESELESİDİR. EVET, ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ, BOP ÇERÇEVESİNDE ÖNGÖRÜLEN "BÜYÜK ORTADOĞU”, FAKAT "KÜÇÜK TÜRKİYE” VE DİĞER KÜÇÜK PARÇALARDAN OLUŞAN BİR "BÜYÜK ORTADOĞU”. EĞER ATATÜRK’ÜN MİLLİ DIŞ SİYASETİNE ACİLEN DÖNÜLMEDİĞİ TAKDİR DE ORTADOĞU’DA YAŞANACAK OLAN NE ARAP, NE FARS, NE TÜRK, NE DE KÜRT BAHARI OLACAKTIR, YAŞANAN SADECE "EMPERYALİSTLERİN BAHARI” OLACAKTIR. BUGÜN ORTADOĞU’DA YAŞAYAN TÜM HALKLAR İÇİN YAKIN VE ORTA VADEDE BİR BAHAR HAVASININ (SİYASİ, İKTİSADİ, SOSYAL, KÜLTÜREL, EĞİTİM, BİLİM, SANAT, ÇEVRE, HUKUK, ADALET, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI, DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İLE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ GİBİ ALANLARDA) YANİ BİR "AYDINLANMANIN” YAŞANMA OLASILIĞINI OLDUKÇA ZAYIF BİR İHTİMAL OLARAK GÖRMEKTEYİM. DOLAYISIYLA SADECE TÜRKİYE İÇİN DEĞİL TÜM İSLAM DÜNYASI İÇİN TEK KURTULUŞ YOLUNUN ATATÜRK’ÜN HEDEF GÖSTERDİĞİ "MUASIR MEDENİYET” SEVİYESİNE AKIL VE BİLİM YOLUYLA SADECE MADDEN DEĞİL FİKREN DE ÇIKMAK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.